‘’Cumhuriyet ahlaki fazilete dayanan bir idaredir.
Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir.
Cumhuriyet idaresi namuslu insanlar yetiştirir.
Sultanlık ise korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil ve rezil insanlar yetiştirir.
Aradaki fark bunlardan ibarettir.’’
1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın sonları, ülke topraklarının İtilaf Devletleri tarafından Sevr Antlaşması’yla paylaşıldığı dönemlerdi. En başından beri milli iradenin öneminin farkında olan Mustafa Kemal Atatürk, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu her fırsatta dile getiriyordu fakat saltanatın varlığı milli iradeyi sürekli kısıtlıyordu. Çift başlılığın olduğu bir ülkede milli iradeden söz etmek imkansızlığa kafa tutmaktı. Ama Mustafa Kemal’e göre umutsuz durumlar yoktu, umutsuz insanlar vardı ve o hiçbir zaman umudunu yitirmemişti.
24 Temmuz 1923 tarihinde İtilaf Devletleri Lozan Barış Antlaşması’na Ankara Hükümeti’ni ve İstanbul Hükümeti’ni ayrı devletler olarak kabul edip ülkedeki çift başlılığı gün yüzüne çıkarmak için iki ayrı hükümetten yetkili çağırdı. Bu, Mustafa Kemal için sınır noktasıydı. Çalışmalarına, araştırmalarına hız kazandırdı. 13 Ekim 1923’te Ankara başkent ilan edildi. Artık ülke topraklarını işgal etmeye çalışan düşmanlar defedilmişti. Yeni bir sayfa açılıyordu. Yeni bir devlet kuruluyordu. Milli iradenin öneminin böylesine farkında olan Mustafa Kemal, düşman işgalinden kurtarıp yeniden kurduğu bu devletin cumhuriyet rejimiyle yönetilmesi konusunda çok kararlıydı.
28 Ekim akşamı… ‘’Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.’’
29 Ekim 1923 günü, Mustafa Kemal’in milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağını hazırladığı cumhuriyet önergesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. Türkiye’nin yeni yönetim şekli cumhuriyet olarak ilan edildi. Bu ülkeyi kurtarmak için çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa eden, sokaklarında suikasta uğrayıp öldürülme tehlikesiyle sürekli burun buruna gelen Mustafa Kemal; kurtardığı ülkenin ilk cumhurbaşkanı oldu ve yine aynı sokaklarda halkının minnet dolu sesinden ‘’Yaşasın Cumhuriyet!’’ naralarını duydu.
Maddi manevi her anlamda imkansızlıklara şahit olmuş, ülkeyi kurtarmak için savaştığı cephelerde silah arkadaşlarını kaybetmiş, en zor şartlarda bile yaşamaya ve yaşatmaya çalışmış bir liderdi Mustafa Kemal.
‘’Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.’’ diyerek Cumhuriyeti emanet ettiği gençler olarak açtığı yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyeceğimize ant içip çalışmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
Her yıl olduğu gibi, Cumhuriyetimizin 99. yılında da Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Hazırlayan: Fiderya Şahin