Birçok insan tarafından “Bilim Kurgunun Babası” olarak görülen Jules Gabriel Verne, 1828 yılında Fransa’da doğdu. Ailesiyle birlikte yaptığı seyahatler sayesinde hayal gücü ve macera isteği gittikçe güçlendi. Çocukluk yıllarından itibaren uzaya olan ilgisi, macera arayışı ve hayal gücüyle daha da arttı. Bir gün macera isteği üzerine evden kaçmaya yeltenen Jules Verne, babası tarafından yakalanıp gemiden indirildi. Maceralarını hayallerinde yaşaması gerektiğinin söylenilmesiyle birlikte kısa hikayeler ve şiirler yazmaya başladı.
Hukuk eğitimi aldığı sırada edebiyata olan ilgisinin artmaya başladığını fark etti. Ne yazık ki ailesi bunu desteklemedi ve kendisine verdikleri tüm maddi destekleri geri çektiler. Jules Verne bundan sonra kendi başının çaresine bakmak için geçimini yazarak sağladı. Aynı zamanda sekreterlik yaptığından birçok seyahat gerçekleştirdi. Bu süreçte astronomiyi daha da yakından tanıdı. Uzaya olan merakını, edindiği bilgileri ve vazgeçemediği edebiyatı birleştirerek bir eser oluşturdu: Ay’a Yolculuk (From Earth to the Moon). Bu eser, 1865 yılında ilk kez basıldı. O dönemde bu tür eserlerin fazla bulunmaması sebebiyle ilgi odağı olan ve birçok insan tarafından beğenilen Ay’a Yolculuk, aynı zamanda olumsuz ve sert eleştirilere de maruz kaldı. Bu eserle birlikte tiyatro alanında bazı gelişmeler yaşandı. Örneğin Ay’a Yolculuk kitabından esinlenerek ilk defa kapsül tasarımı yapıldı ve dekor ürünü olarak kullanılmaya başlandı.
Eserin yayınlanmasından yaklaşık 100 yıl sonra ilk defa Ay’a ayak basıldı. Yapılan araştırmalar şaşırtıcıydı. Bunun sebebi Ay’a Yolculuk kitabında kullanılan ölçülerin ve betimlemelerin hemen hemen gerçekle örtüşmesiydi. Jules Verne 1905 yılında hayatını kaybetti. Ancak yaratmış olduğu etkiyle kendinden sonra birçok bilim insanını etkilemeye devam etti. Roket biliminin kurucularından Konstantin Tsiolkovski, Robert Goddard ve Wernher Von Braun gibi birçok insana da ilham kaynağı oldu.
Hazırlayan: Feyza Yiğiter