Nükleer Reaktörlerin Babası: Enrico Fermi
26 Haziran 2022
Gen Değiştirme (CRISPR) Teknolojisi
17 Temmuz 2022

Stigma Etkisi

Akıl sağlığı, fiziksel farklılıklar, cinsiyet gibi ayırt edici özelliklerle bireyi ayrıştırıcı şekilde olumsuzlukla yargılayan davranışlara stigma adı verilir. Illinois Teknoloji Enstitüsü’nde araştırmalarını sürdüren Prof. Dr. Patrick Corrigan’ın stereotipler, önyargılar ve ayrımcılık kavramlarıyla açıkladığı stigma, temelde basmakalıp fikirlerden oluşmaktadır. Genel anlamıyla bireyde itibar kaybettirici, aşağılayıcı ve gözden düşürücü davranışlar sergileyerek ortaya çıkan stigma kavramı, ruhsal hastalıklarla sınırlı olmamakla birlikte fiziksel sorunlara kıyasla psikiyatrik hastalıklarla birey üstünde daha derin sonuçlara yol açabilmektedir.

Ruhsal hastalığa sahip kişilerin tehlikeli, işe yaramaz, iradesiz, güçsüz ve sorumsuz olduğu düşüncesi toplum genelinde oldukça yaygın bir kanıdır fakat yapılan bu damgalamalar, bireylerde yıkıcı etkiler bırakabilmektedir. Yapılan araştırmalarda tedavi arama isteksizliği, artan utanç ve şüphe duyguları, sosyal izolasyon, gecikmiş tedavi gibi ciddi sorunlara yol açan stigmanın toplumdaki yaygınlığı; bireylerin ruhsal hastalıklarıyla birlikte toplumdan soyutlanmasına sebep olabilmektedir.

İnsanlığın ilk dönemlerinden beri toplumsal bir sorun olan stigma; cüzzam, veba gibi hastalıklara yakalanmış kişilerin dışlanmasıyla ortaya çıksa da ilerleyen süreçte medyanın da etkisiyle ruhsal hastalıklara sahip bireyler üzerinde daha yoğun şekilde etki bırakmaya başlamıştır. Filmlerde, haberlerde ve kitaplarda; ‘tehlikeli olan’ın, ‘saldırgan davrananın’ veya ‘sorun çıkaran’ın deli, şizofren, psikopat şeklinde damgalanıyor olması toplum içinde bunların birer hastalık olduğunun kabul edilmesini engellemektedir. Bu sebeple dışlanma, uzaklaştırma gibi durumlarla toplumdan soyutlanan psikiyatrik hastaların iyileşme süreçlerinin uzaması bireyin kendisini değersiz hissetmesine yol açarak daha ciddi psikolojik hastalıkları da beraberinde getirmektedir.

Barınma, çalışma gibi temel haklarına bile erişemeyerek dışlanmaya maruz kalan ruhsal bozukluğa sahip kişilerin toplumda “Evinde ölüsü olan bir defa, delisi olan her vakit ağlarmış.”, “Deliyle bal yiyeceğime, akıllıyla taş çekerim.” gibi atasözleriyle de yaşadıkları damgalamalar sebebiyle toplumdan soyutlanmaları olağan bir durumdur. Ek olarak hastalığın gizlenmesi, tedaviden uzaklaşma gibi sorunlarla sürecin uzamasına sebep olan stigma etkisi; günümüzde psikiyatri doktorları ve psikologlar tarafından en çok araştırılan konulardan olmuştur.

Sesini çıkaramayan bireylerin sesi olmak amacıyla damgalamanın önüne geçmek için çalışmalarını sürdüren projelerin artırılması, sosyal yardımların ve desteklerin sağlanması, toplumun konuyla ilgili bilinçlendirilmesi gibi uzun soluklu ama imkansız olmayan çözümlerle hastalar hayata kazandırılabilir.

Hazırlayan: Fiderya Şahin

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.