29 Eylül 1901’de Roma’da dünyaya gelen İtalyan fizikçi Enrico Fermi; nükleer reaktör, kuantum teorisi, parçacık teorisi ve istatiksel matematik alanlarında yaptığı çalışmalara ek olarak bu alanlara katkılarıyla bilinmektedir. Fizik çalışmalarına Roma Meydan Pazarında bulduğu 1840 tarihli “Elementorum Physicae Mathematicae” kitabıyla başlayan Fermi, 1918 yılında liseyi bitirerek Pisa’daki Scuola Normale Superiore’ye başvuru yapmıştır. Ailesi, diğer oğulları vefat ettiği için başlangıçta Enrico’yu göndermek istememiş ancak Enrico hayli zor olan giriş sınavını büyük bir başarıyla tamamlayınca karşı çıkmamamıştır. Sınav gözetmeni Profesör Giuseppe Pittarelli, Fermi ile bir mülakat yaparak sınav sonucunun doktora seviyesinde olduğunu söylemiş ve Fermi, okula birincilikle girmiştir.
Okulun fizik laboratuvarı profesörü Fermi’ye öğretecek bir şeyi olmadığını söyleyerek onun kendisine bir şeyler öğretmesini, konferanslar vermesini istemiştir. İlk makalesi İtalyan dergisi Nuovo Cimento’da basılan Fermi’nin ilgilendiği konu elektrodinamik teorisi ve görelilik arasındaki çelişkiyi elektromanyetik ağırlığın hesaplanması yönünden ifadesiydi. Bu konuyu tekrar ele aldığı bir sonraki makalesi büyük bir ses getirerek Almancaya çevrildi ve Physikalische Zeitschrift dergisinde basılmıştır.
21 yaşında diplomasını alan Fermi, Einstein’ın E=mc2 denklemindeki nükleer enerji potansiyelini fark ederek “Yakın gelecekte bu korkunç miktarda enerjinin salınması mümkün gözükmüyor, çünkü bu olay gerçekleştiğinde bu enerji patlamasının ilk işi onu yaratan fizikçiyi parçalara ayırmak olacaktır.” diyen fizikçi, 1928 yılında Atomik Fiziğe Giriş adlı kitabını yazmıştır. Halka açık dersler verip pek çok makale yayınlayarak modern fiziğin anlaşılması için çaba sarf etmiş ve bu sayede yabancı öğrenciler de İtalya’ya gelmeye başlamıştır. İtalyan fizikçi, 1938 yılında nötron bombardımanı tekniğini ve uranyum ötesi elementlerin keşfini gerçekleştirerek Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmıştır.
Fermi; 2 Aralık 1942 günü kendi kendine devam eden ilk zincirleme çekirdek tepkimesinin gerçekleştiği, dünyanın ilk yapay nükleer reaktörü olan Chicago Pile-1’in tasarım ve inşasına öncülük etmiştir. Nükleer enerji alanında çalışmalarını sürdüren, 2. Dünya Savaşı sonrasında Oppenheimer Genel Danışma Komitesi’ne nükleer ve siyaset konularında öneriler sunan Fermi, ilk Sovyet fizyon bombasının patlatılmasının ardından hidrojen bombasının geliştirilmesine karşı çıkmıştır. 18 Mart 1939’da Deniz Kuvvetleri’nde verdiği dersle Enrico Fermi, askeri liderleri nükleer enerjinin gücü ve yaratacağı tehlike adına uyaran ilk kişi olmuştur.
1945 yılında Chicago Üniversitesi profesörü olan Enrico Fermi adına pek çok kavram türetilmiş, enstitü ve ödüllere ismi verilmiştir. Bunların arasında, ABD Atom Enerjisi Komisyonu tarafından belirlenen en yüksek ödül olan Fermi Ödülü, Fermilab Parçacık Hızlandırıcısı, Fermi Gama Işın Teleskobu, Fermiyum elementi, Fermiyonlar, Fermi gazı, Enrico Fermi Enstitüsü, Fermi Rekatörleri bulunmaktadır.
53 yaşındayken Chicago’daki evinde mide kanseri sebebiyle vefat eden kıymetli fizikçi Enrico Fermi’nin zekasını ve bilim dünyasına olan büyük mirasını Fizik tarihçisi C. P. Snow şu sözüyle özetlemiştir:
“Fermi eğer birkaç yıl önce doğsaydı, Rutherford’ın atom çekirdeğini, Bohr’un da hidrojen atomu teorisini keşfedebilirdi. Eğer bu abartma gibi duyuluyorsa Fermi ile ilgili her şey abartma gibi duyulur.”
Hazırlayan: Aylin Türk