Fobi, kişinin belirli nesneler ya da durumlar karşısında baskılı, kaygılı, olağan dışı ve hastalık derecesinde hissettiği güçlü bir korkudur. Sosyofobi ise anksiyete bozukluklarından biri olup kişinin bir grup karşısında yemek yemek, topluluk karşısında konuşmak veya sunum yapmak, tanımadığı kişilerle sohbet etmek gibi sosyal beceri ve faaliyetler karşısında derin kaygı duymasıdır. Sosyofobi belirtileri, fiziksel ve psikolojik belirtiler olmak üzere iki başlıkta incelenir. Yüz kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes darlığı, mide ve bağırsak sistemlerinde rahatsızlık, diyare, kas gerginliği ve titreme fiziksel belirtilerdendir. Psikolojik belirtiler ise olumsuz değerlendirilme, komik görülme veya küçük düşme endişeleriyle ilişkili olarak kendini gösterir ve sosyofobinin ortaya çıkmasındaki büyük etmenlerdendir. Psikolojik belirtilere şu örnekler verilebilir:
Sosyofobi, toplumun %16’sında görülmekle beraber ilk belirtileri çocukluk döneminde gün yüzüne çıkar. Çocuğun okula yeni başladığında eve geri dönmek istemesi, çok utangaç ve çekingen olması, anne babası olmadan basit bir ihtiyacını bile karşılayamaması ilerleyen dönemlerde şiddetinin artmasıyla birlikte sosyofobinin meydana geleceğini gösterir. Ailenin aşırı mükemmeliyetçi ve koruyucu olması, çocuğun ihtiyaçlarını kendisinin karşılamasına izin vermemeleri ve kısıtlayıcı bir büyüme ortamı yaratmaları da sosyofobinin en büyük sebeplerinden biridir. Çocukluk döneminde teşhis edilemeyen sosyofobi; bireylerin yaşantısında anksiyete
, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer psikolojik rahatsızlıkların yaşanmasında da büyük yol oynar.
Hastalığın meydana gelmesinde farklı koşulların etkisinin olup olmadığı, başka bir fiziksel veya zihinsel sağlık sorununun duruma eşlik edip etmediği saptanarak sosyofobi testi uygulanmasıyla birlikte kişiye sosyofobi tanısı konur. Yapılan test, bireyin çeşitli durumlarda karşısındaki tepkilerini değerlendirerek o durumun hayatındaki rolüne bağlı olarak kaygı düzeyini ölçer.
Sosyofobi tedavisinde ilk olarak ilaç kullanımı önerilir. Hastalığın şiddetine bağlı olacak şekilde ilaç kullanımının yanında psikoterapi ile Neuro-Biofeedback yöntemi de uygulanarak iyileşmenin süresi kısaltılabilir. Neuro-Biofeedback yöntemi, kişinin fizyolojik değişmelerini inceleyerek sosyofobi belirtileri olan kalp çarpıntısı, titreme, nefes darlığı gibi fizyolojik belirtilerde psikolojinin etkisini inceler. Aynı zamanda, stres anında bireyin beyninde hangi bölge ve frekanslarda dalgalanmalar meydana geldiği araştırılarak bu dalgaları artırıp azaltacak tedavi yöntemleri bulunur.
Hazırlayan: Duygu Çakır