“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor!” demiş Mehmet Akif, “Çanakkale Şehitlerine” adlı destansı şiirinde. Çanakkale Savaşı’nda nice canlar, vatan toprakları için cephede korkusuzca savaşarak düşmanı geri püskürtmeye çalıştılar. Bu Anadolu evlatları, harbe giderek sevdikleriyle geçireceği zamandan mahrum kaldılar ama aynı zamanda Türk halkının özgürlüğünü kazandılar. Geri dönmemek üzere ölüme koşup düşmanın üzerine atılan saygıdeğer kahramanlar, kıymetli canlarının yanında kimi zaman gözlerini, kollarını, bacaklarını hatta belki ikisini bir kaybettiler. Arkalarında bıraktıkları biricik çocukları, eşleri ve annelerinin gurur kaynakları olarak vazifelerini hakkıyla tamamlayıp tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar.
Çanakkale Savaşı, durumu giderek kötüleşen Osmanlı Devleti’nin mirasını ve konumunu elde etmek isteyen Avrupalı devletlerin aç gözlülüğü nedeniyle başlamıştır. Rusların sıcak denizlere inme sevdası, İngilizlerin boğazları bünyesine almak istemesi, Almanların Orta Doğu’nun bereketli petrol kaynaklarına göz dikmesi, Balkanların kötü durumdaki Osmanlı’dan faydalanmak istemeleri ve Yunanistan’ın Fransa ve İngiltere’ye destek sağlayarak emellerine ulaşması savaşı tetikleyen birçok faktör arasındaydı.
Asker sayısı ve teknoloji olarak düşmanın gerisinde kalan Osmanlı Devleti ordusu, 18 Mart 1915 tarihinde yüreklerindeki inançla ve ellerinde ne var ne yoksa cepheye vermeye çalışan halkın desteğiyle, Çanakkale Boğazı’nı filolarıyla geçmeye çalışan müttefikleri büyük kayıplar verdirerek topraklarımızdan uzaklaştırmışlardır. Bu yenilginin zoruna gitmesi üzerine İngiltere ve Fransa, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu yarımadasına tekrar asker çıkartmıştır. Savaşın en hararetli olduğu anda cephaneleri biten ve düşmanı yenemeyeceğini düşünen 57. Alay askerlerimiz, cepheyi terk etmeye yeltenmiştir. O sırada askerleri gören Mustafa Kemal
, cephaneniz yoksa süngünüz var diyerek süngü taktırmıştır. Ardından “Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir.” diyerek Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştirmiştir.
O zamanların ıssız, şimdinin ise üzerinde yerleşim bulunan topraklarındaki her taşın ve ağacın altında yüz binlerce şehidin kanları ve kemikleri bulunmaktadır. İlerleyen zamanlarda, burada bulunan kemikler dualar eşliğinde toplanarak sembolik mezarlara koyulmuştur. Çanakkale Şehitliği’nin her bir karış toprağında ve asilce dalgalanan bayrağımızda, şehitlerimizin izi vardır.
Ruhları şad, toprakları bol olsun. Saygı, gurur ve şükranla; 18 Mart Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun!
Hazırlayan: Elif Nur Arslan