Modern kimyanın babası olarak bilinen Fransız kimyacı Antoine Lavoisier, 26 Ağustos 1743 tarihinde Paris’te dünyaya geldi. Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Lavoisier, 1760 yılında ünlü gökbilimci Abbe Nicolas Louis de Lacaille tarafından matematik eğitimi aldı ve bilime yönelik ilgisi böylelikle başlamış oldu. Aldığı matematik eğitiminden sonra dava vekili mesleğini sürdüren babasına karşı hissettiği hayranlık duygusuyla birlikte hukuk alanına yönelmeye karar verdi. Verdiği bu karar doğrultusunda hukuk eğitimini tamamlayarak Paris’te bir süre avukatlık yaptı.
Lavoisier’ın deneysel bilime olan ilgisi, bu süreçte bir tutku haline geldi. 21 yaşındayken Paris sokaklarını aydınlatma projesi yarışmasında birinci olarak Fransız Bilim Akademisi tarafından altın madalya almaya hak kazanan Antoine Lavoisier, 25 yaşına geldiğinde kimya bilimiyle adını duyurmaya başladı. Bu alanda yaptığı çalışmalarla akademiye üye olarak seçildi. Burada kariyer gelişimine devam ederken Fransa hükümeti tarafından özel bir komisyonda görevlendirildi. Bununla birlikte barutun üretim sorumluluğunu üstlendi ve ilerleyen zamanlarda idamına sebebiyet verecek vergi sistemini düzeltme işine girdi. Farklı alanlarda yaptığı bu işler onu deneysel bilimden hiçbir zaman uzaklaştırmadı, aksine fırsat bulduğu her an soluğu laboratuvarında aldı.
Lavoisier, 1770’li yılların başında yaptığı deneylerle, yanma olayına dair yeni bir kuram geliştirmeyi başardı ve böylece bilim dünyasına sağlam bir giriş yapmış oldu. Kapalı bir kap içerisinde Fosfor gazı yakıldığında gazın ağırlığında bir değişiklik olmadığını fakat kabın kapağını açtığı anda havanın içeri girmesiyle birlikte az da olsa bir ağırlaşma gerçekleştiğini gözlemledi. Deneylerini sürdürürken özellikle de ölçme işlemi sırasında gösterdiği özen, yaptığı çalışmaları takip eden genç araştırmacılara önemli bir örnek oldu. Aynı zamanda bu duyarlılığı, “Kütlenin Korunumu Yasası” adı verilen ilkenin oluşumunda temel alındı. Evrende hiçbir şeyin yoktan var, vardan yok edilemediğini savunan Lavoisier bu konuyu “Doğanın tüm işleyişlerinde hiçbir şeyin yoktan var edilmediği, tüm deneysel dönüşümlerde maddenin miktar olarak aynı kaldığı, elementlerin tüm bileşimlerinde nicel ve nitel özelliklerini koruduğu gerçeğini tartışılmaz bir aksiyon olarak ortaya sürebiliriz.” diyerek açıkladı ve modern kimyanın temellerini atmayı başardı.
Bilim dünyasına yaptığı önemli katkılarla bilinen ünlü bilim insanı Lavoisier, 1794 yılında devrim karşıtı olarak karalanan aristokrasiyle ilişkisi ve vergi toplama konusundaki yolsuzluk suçlamaları sebebiyle Devrim Mahkemesi tarafından yargılanmaya başladı. Bu sürecin sonunda maalesef hayatı çok acı şekilde
, giyotinle başı kesilerek sonlandırıldı. 8 Mayıs 1794 tarihinde idam edilen Lavoisier, idamından 1,5 sene sonra temize çıkarıldı ve itibarı iade edildi. Kendisini idama mahkum eden yargıcın ise tutuklanarak Lavoisier’ın ölümünden 3 ay sonra giyotinle idamı hak ettiği kararına varıldı.
Yaptığı deneylerle özellikle de kimya alanındaki çalışmalarının çoğu, günümüzde hala geçerliliğini korumakta ve her geçen gün başka bilgilere ışık tutmaktadır. Aynı zamanda modern kimyanın babası olarak kabul edilen Lavoisier’ın haksız idamı, hala sert tartışmalara sebep olmaktadır.
Hazırlayan: Fiderya Şahin