Özgürlük, kelime anlamı olarak her türlü dış etkenden bağımsız, insanın kendi iradesine ve kendi düşüncelerine dayanan karar verme durumu şeklinde tanımlanır. Ahlaksal yönden özgürlük ise insanın kendi iradesiyle iyi ve kötü arasından birini seçmesidir. Kısaca iradeye dayanan seçimdir diyebiliriz.
Ahlaksal pencereden bakıldığında insanın özgür olup olmadığı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Tahmin edilebileceği gibi, filozoflar bu konuda da fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Bazıları insanların davranışlarında özgür olduğunu savunurken, bazıları özgür olmadığını ve çevrenin etkisiyle hayatına yön verdiğini savunur. Özgürlük konusunda başlıca yaklaşımlar; determinizm, indeterminizm, otodeterminizm, fatalizm (kadercilik) ve liberteryenizim olarak beşe ayrılır.
Determinizm, insanın iradesinin içten ve dıştan gelen nedenlerle belirlendiğine inanır. Yani insan seçimlerinde özgür değildir. Buna bağlı olarak da yaptıklarından sorumlu olamaz.
İndeterminizime göre, insan seçimlerinde tamamen özgürdür. Onu tercihlerine yönlendiren herhangi bir sebep bulunmamaktadır. Sonuç olarak, insan yaptıklarından sorumludur ve eylemlerinin sonucunu üstlenmelidir.
Determinizm ve indeterminizmin karışımı olan otodeterminizm, ahlaksal özerlik olarak da tanımlanır. Bireyin iyiyle kötü arasında kendi ahlaki yolunu çizebileceğini ve bu yolda ilerleyebilme özgürlüğünün olduğunu belirtir.
Fatalizm, insan hayatında yaşanan tüm olayların yaratıcı bir güç tarafından öncesinde belirlendiğini savunur. Hiç kimse bu belirlenmiş yolu değiştiremez ve birey özgür olmadığı için seçimlerinden sorumlu tutulamaz.
Liberteryenizm ise insan davranışlarının tamamen ya da kısmen de olsa açıklanamayacağına inanır. Bu davranışları belirleyen kurallar olmadığında insanın tamamen özgür olduğunu savunur.
Oldukça karmaşık ve alt dallara ayrılan özgürlük konusunu basite indirgemek gerekirse konu
, özgürüz ve özgür değiliz olarak ikiye bölünebilir. Hangi filozofu okusam ona hak veriyorum gibi düşüncelerin iliklere kadar hissedildiği bu konuda, her düşünce akımının kendine göre haklı çıktığı yanlar vardır.
Gerçekten özgür müyüz? Tamamen muamma. Örneğin, doğduğu aileyi seçemeyen bebeklerin bulundukları çevreyle harmanlanıp bir birey haline gelmesi ve kendi doğrultusunda tercihler yapması gerçekten kendisine mi aittir? Yoksa ailemizden, arkadaşlarımızdan ve eğitimcilerimizden gördüğümüz davranışları taklit etme eğiliminde miyiz? Muazzam bir filtreleme yeteneğine sahip olan beynimiz, seçimlerimizde de bize yol gösterir mi? Peki şey, yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?
Hazırlayan: Elif Nur Arslan