Deniz müsilajı, deniz salyası olarak da adlandırılabileceği gibi asıl olarak zararı bulunmayan ancak su kütlesinde sıcaklık seviyesinin yükselmesi, fitoplanktonların çoğalması, kirliliğin artması gibi nedenler sonucunda azot ve fosfor dengesinin de bozulmasıyla görülür. Asıl olarak zararı bulunmayan bir biyomakromolekül olmasına rağmen denizde aşırı artışıyla E. coli gibi bakterileri, virüsleri kendine çekerek sağlığımızı tehdit eder ve yüzeyin de kaplanmasıyla deniz yaşamını boğucu hale getirir.
Müsilaj oluşumu Marmara Denizi’nde evvelki yıllarda yapılan çalışmalarda da tespit edilmişti. 2008 yılında yayınlanan makalede Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumu sırasında fitoplanktonlar ve çevresel koşullar incelendi. Çalışmada müsilaj oluşumunda rol oynayan Gonyaulax fragilis, Skeletonema costatum ve Cylindrotheca closterium türlerinin baskın olduğu görüldü.
Artan çevre kirliliği başta olmak üzere bu sistemi bozan birçok nedenin sorumlusu bizleriz.
Peki denizleri müsilaj oluşumunu engelleyebilecek önlemler nelerdir?
Şu anda Türkiye’de deniz müsilajını temizlemeyi hedefleyen çalışmalar da mevcut. Bu çalışmalardan biri İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ ve ekibi tarafından yürütülüyor. Bu çalışmada deniz ortamından izole edilerek laboratuvar ortamında tutulan bakterilerin kullanılmasıyla deniz biyomunda denge oluşturularak müsilajın temizlenmesini hedefleniyor.
Marmara Denizi hepimizin olduğu gibi denizimizi korumak da hepimizin görevi.
Hazırlayan: Ceyda Topal