Her ne kadar parlak mavi rengiyle yeterince dikkat çekici olsa da Luminol çözeltisini asıl ilginç kılan cinayet gibi önemli davaların çözülmesindeki büyük etkisidir. Polisiye ve suç filmlerinden aşina olduğumuz karanlık ortamda kan lekelerini görünür kılan parlak mavi sıvı, filmler ve diziler dışında gerçek hayatta da birçok davanın aydınlatılmasında kullanılan Luminol çözeltisidir. İlk kez 1928 yılında H. O. Albrecht tarafından sentezlenen Luminol 1940’lardan sonra adli vakalarda kullanılmaya başlandı. Beyaz bir toz şeklinde bulunan Luminol, oksitleyici bir madde ile tepkimeye girer ve parlak mavi renkteki Luminol çözeltisini oluşturur. Bu parlak renk oluşumu sadece Luminol’e özgü değildir. Bu özelliği gösteren pek çok kimyasal vardır. Bu şekilde tepkime sonucu ışık saçılmasına kimyasal ışıldama (kemilüminesans) denir. Bu duruma benzer şekilde canlı ortamlarda gerçekleşen ışıldamalara da biyolüminesans (biyoışıldama) denir. Biyoışıldamanın ise en bilinen örneği ateşböcekleridir.

Tahmin edebileceğiniz gibi suç mahallinde bulunan kanıtların toplanması, kanıtlara herhangi bir zarar vermemek amacıyla standart bir protokol izlenerek oldukça dikkatli bir şekilde yapılmalıdır çünkü işlenen bir suçun ardından olay yeri sanık tarafından temizlenmiş, lekeler üstleri boyanarak gizlenmeye çalışılmış olabilir. Buna karşılık değişmez ve aktarılamaz özellikleri nedeniyle kan, cinayet gibi suçların açığa çıkarılmasında çok önemli bir kanıttır. Çıplak gözle görülemeyecek kadar temizlenmiş olsa dahi kan lekesinin tespiti mümkündür. Kan lekesinin tespiti için çeşitli yöntemler bulunmakla birlikte Luminol testi bunlar arasında en iyi bilinendir. Luminol testi, kimyasal ışıldama reaksiyonuna dayanır. Diğer tarama testleriyle karşılaştırıldığında, Luminol daha yüksek hassasiyet gösterir. Luminol çözeltisi aynı zamanda analizden sonra genetik materyalin bütünlüğünü koruma avantajını da sunar. Luminol çözeltisi asitlere ve güçlü bazlara, oksitleyici maddelere ve ışığa duyarlıdır.

Luminol çözeltisi cinayet davalarındaki kullanımı dışında hastanelerde de kullanılmaktadır. Giysilerdeki ve diğer hastane gereçlerindeki kan izlerini tespit etmekte ve kan yoluyla bulaşma riski bulunan hastalıkların herhangi bir şekilde aktarılmasını önlemekte kullanılır.

Hazırlayan: Zişan ÜŞENMEZ