Bağışıklık sistemi aslında hepimizin daha önceden bildiği fakat son zamanlarda üzerine daha çok yoğunlaştığı bir kavram. İlk olarak kafamızı “Bağışıklık sistemi nedir ve onu nasıl güçlendiririz?” gibi sorular yormaya başladı ve virüsün vücudumuzdaki etkisini en aza indirmek için hepimiz bağışıklık sistemimizi güçlendirmek adına çeşitli yollara başvurduk. Peki nedir bu son bir yılda güçlendirmek için varımızı yoğumuzu harcadığımız bağışıklık sistemi?

Tanım olarak bağışıklık sistemi; bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eder. Sistematik olarak ise vücudumuza giren veya vücudumuza temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yaparak onları sağlıklı vücut hücreleri ve dokularından ayırt eder. Yani sağlıklı bir bağışıklık sistemi öncelikle vücudumuza girmek isteyen virüs ve bakterilere karşı bir bariyer oluşturarak vücudu korur. Ancak bazı durumlarda bağışıklık sistemi de hata yapabilir. Sistem genellikle polen ve evcil hayvan tüyü gibi vücudun alışkın olmadığı bir maddeyi zararlı olarak tanımlar ve kendini bu tür şeylere karşı korumaya alıp onlarla savaşmaya başlar. Böylelikle çoğumuzun bildiği alerjik semptomlar ortaya çıkar.

Bağışıklık sistemi işinde çok iyi olsa bile her durumda bakteri ve virüslerle savaşamaz. Örneğin son zamanlarda dünya gündemini etkisi altına alan Covid-19 gibi yeni tür virüs ile karşılaştığı zamanlarda etkisiz kalabilir. Bu tür durumların en aza indirilmesi için yaşam tarzına ve düzenine önem vermemiz gerekir. Peki bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz?

Gündemimizden bir örnek vermek gerekirse; korona virüsünün etkisini en az hissedenler genellikle sporcu bireyler oldu. Bunun da majör sebebi elbette egzersizler. En kolay egzersiz ise şartların uygun olduğu zamanlar düzenli yürüyüş yapmak, mümkünse günde 10.000 adım atmaktır. Keza yapılan araştırmalarda hareketsiz hayat tarzının bireyin halsiz hissetmesine ve bağışıklık sistemini durgunlaştırmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır.

Bir diğer aşama ise sağlıklı ve doğru beslenmedir. Yediğimiz yağ ve kalori bulunduran sağlıksız besinler sadece kilo almaya yol açmakla kalmayıp aynı zamanda vücudumuzu korunmamız gereken bakteri ve virüslere karşı yatkın hale getirir. Mikropların özellikle şekeri sevmesi nedeniyle alkol ve şekerli besinlerden kaçınılması gerekir. Bunun da çözümü olarak sağlıklı ve dengeli bir diyet enfeksiyona karşı direnci arttıracaktır. Yediğimiz besinlere dikkat ederken aynı zamanda bağımlılık yaratan zararlı maddeleri hayatımızdan çıkarmamız gerekli. Sigara ve alkol gibi alışkanlıkların bulunduğu bireylerde vücut sürekli hasar aldığı için virüslere karşı koruması düşecek ve bağışıklık sisteminin aşılmasını kolay hale getirecektir.

Genellikle doğru düzgün yapılmayan bir diğer aşama ise düzenli ve kaliteli uykudur. Yetişkin bir insanın günde ortalama 6-8 saat uyuması gerekmektedir. Yapılan bir diğer araştırmada bu sürenin aşılması durumunda ise şeker hastalığı, yüksek kan basıncı gibi rahatsızlıklara ek olarak vücut direncinin azaldığı gözlemlenmiştir. Kaliteli bir uyku için ise yatmadan önceki 3 saatlik zaman diliminde bir şey yememek, uyumadan önce ekran karşısında geçirilen vakti azaltmak ve tamamen karanlık bir ortam en önemli unsurlardır.

Kısacası bağışıklık sisteminin vücudumuz için ne kadar önemli olduğunu gözlemlediğimiz bu günlerde hastalıklardan kaçınmak için en önemli silahımız bağışıklık ve güçlü bağışıklık için ise en önemli adım düzenli yaşam.

Hazırlayan: Kadir Kabasakal