Eğer son birkaç ayı sosyal medyadan, televizyondan veya herhangi bir iletişim aracından uzakta geçirmediyseniz belgeseli duymuş olmanız gerekiyor. Hatta belki izlediniz bile. Peki bu belgesel neden çekildi?

Sporla ilginiz olsun olmasın, basketbolu izleyin izlemeyin hepimizin bildiği bir oyuncu var. Micheal Jordan. Belki ilk başta babanızdan duydunuz ismini veya abinizin, erkek kardeşinizin odasında gördünüz posterini. Ama her şekilde hepimiz kim olduğunu biliyoruz. Kimimiz ikonik kırmızı Bulls forması içinde ki resimlerinden hatırlıyoruz, kimimiz izlediğimiz videolarından.

Micheal Jordan kuşkusuz NBA fotoğrafına girdiği anda oyunu değiştiren ve oyuna yeni bir yön veren bir oyuncu. Bu belgeselde ise Jordan’ın Bulls takımına seçilmesiyle başlayan efsanevi kariyeri anlatılıyor. Hayatının çok farklı yönlerine dokunan Jordan’a belgeselde annesi ve abisinin yanı sıra Scottie Pippen, Dennis Rodman, Isiah Thoma, Magic gibi isimler eşlik ediyor. Tamamen Hall of Fame tadında olan belgesel başarının nasıl bir kişiyi etkileyeceğini ve başarının aslında gösterildiği gibi toz pembe olmadığını çok güzel anlatıyor.

Belgeselde dikkat çeken başka bir konu da Jordan’ın cinayete kurban giden babasının ölümünün anlatılması oldu. Ölümünün Jordan üzerindeki etkilerini hem kendinden hem de en yakınlarından dinlemek oyuncu üzerinde olan pek çok bakış açısını değiştirdi.

Belgeseli izlerken NBA liginin sadece basketboldan ibaret olmadığı görüldüğü için The Last Dance büyük başarılara imza attı. Eğer hem eski zamanların basketboluyla keyifli zaman geçirmek hem de başarıya ulaşmanın zorluğunu görmek isterseniz belgeseli Netflix’te bulabilirsiniz. Şimdiden keyifli seyirler dilerim.

Hazırlayan: Berfin Ceyda Ayhan