Londra Kraliyet Sanat Koleji’nden dört kişilik bir tasarımcı grubu, pişmiş topraktan yapılmış bardaklar, kaseler ve çaydanlıklar yapmak için alüminyum üretimi sırasında çıkan kırmızı çamur kalıntısını (boksit kalıntısını) geri dönüştürdü.
Gelişen Dünya, artan nüfus ve talepler sonucu üretim ihtiyacı giderek artıyor. Fakat yeryüzündeki kaynaklar sonsuz değil. Dünya üzerinde sürdürebilirliği sağlamak için kaynakları korumak ve bu kaynakları kullanırken en iyi şekilde yararlanmak gerekiyor. İşte bu projenin amacı, herhangi bir maddenin üretimi sırasında ürün dışında çıkan atıkları da kullanarak, hammaddeden en iyi şekilde verim elde etmek. Kısaca oluşan endüstriyel atıklardaki kullanılabilme potansiyelini görüp, bunu insanların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sunmaktır.
Bu hedefle yola çıkan tasarım ekibinin geri dönüştürmek için seçtiği atık ise alüminyum üretimi sonunda ortaya çıkan boksit kalıntısıdır. Boksit, alüminyumun hammaddesidir ve çıkarılan boksitlerin %90’ı alümina ve alüminyum üretiminde kullanılır. Endüstrideki pek çok alan için önemli bir metal olan alüminyumun üretimi sırasında oluşan ürünün (alüminyumun) iki katı kadar boksit kalıntısı oluşur. Bu kadar büyük miktardaki bir endüstriyel atıktan kurtulmanın en iyi yolu onu geri dönüştürmektir. Bu sebeple tasarımcılar, bu malzemeyi seramik haline getirmeye karar verdiler. Ve malzemenin hem seramik hem de jeopolimer yapı malzemesi olarak potansiyelini araştırmak için malzeme bilimciler ile birlikte çalıştılar. Yüzlerce testin sonunda vazo, fincan, kase, çaydanlık gibi pek çok ürün elde edildi. Projedeki tasarımcılardan biri olan Olde-Rikkert çalışmaları hakkında “ Endüstriyel atıklardan bir bardak çay içilmesi, bazılarına garip gelebilir. Ancak “atık” kelimesi etrafındaki damgalanmayı (etiketlemeyi) yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.” sözlerini kullandı.
Hazırlayan: Derya Şahin