Bir ananın vatan toprağı için şehit düşen oğlunun ardından,
“Açıl ey toprak açıl, bağrında yavrum saklı. Helal olsun o kan ki, bağrımdan sana aktı.”
sözlerini kullandığı, Seyit Onbaşı’nın 215 okkalık mermiyi kaldırıp İngilizlerin Ocean’ını batırdığı, Yüzbaşı Hilmi Bey’in Nusret Mayın gemisi ile döşediği mayınların düşman kuvvetlerinin dev gemilerini suya gömdüğü yerdi Çanakkale.
Her şey 1.Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle başlamıştı. İngiltere, halkın dişinden tırnağından kesip parasını ödediği gemileri Osmanlı Devleti’ne vermemişti. Halbuki Osmanlı savaşın herhangi bir tarafında bile yer almıyordu. Ama o an kimsenin bilmediği bir şey daha oluyordu. Almanlar ile gizli bir anlaşma yapılmıştı. Anlaşmadan sadece Enver Paşa, Talat Bey ve Halil Bey’in haberi vardı. Tarihler 10 Ağustos 1914’ ü gösterdiğinde İngiltere’ nin görüldüğü yerde vurulmasını emrettiği iki Alman gemisi Çanakkale Boğazı’ndan geçiş için izin istiyordu. Bu iki gemi Goben ve Breslau’dı. Goben ve Breslau’ın arkasından gelen iki İngiliz gemisi kılavuz önderliğinde boğazdan geçmek istemişti. Fakat Osmanlı savaş sürecinde Boğazlar’ı savaş gemisine kapatmıştı. Bu yüzden Cevat Paşa geçmeleri halinde mayınlara hedef olacaklarını iletti. Bu sözün ardından İngiliz gemileri Boğaz girişini kapatarak ticaret gemilerinin geçmesine engel olmaya çalıştı. Osmanlı tarafından ise hamle gecikmedi. Demir almış iki Alman gemisine Türk bayrağı çekildi ve bu gemilerin Osmanlı tarafından satın alındığı belirtildi. Fakat tahmin edilmeyen ve o ana kadar kimsenin bilmediği bir şey daha vardı. O ise bu iki geminin Almanya’dan gelen gizli bir emir ile Rusya’nın Sivastopol Liman’ını vuracağıydı. Gönderindeki bayrakla Osmanlı gemisi olduğunu gösteren bu iki gemi, Osmanlı’yı savaşın içine sürüklemişti. Zaten Balkanlarda bitap düşmüş ordu bu kez vatan elden gitmesin Çanakkale geçilmesin diyerekten yola koyuldu. Her şeyin kolay bir şekilde ilerleyeceğini düşünen İngiliz Deniz Bakanı Winston Churchill boğazı beş dakikada geçeceklerini ve beş çayını İstanbul’da içeceklerini düşünüyordu. Fakat beş dakikada geçeceklerini düşündükleri boğazdan 400-500 bin asker ile gelip, 250 binden fazlasını kaybederek gideceklerini tahmin edememişlerdi. Pek çok milletten insanın içinde bulunduğu İtilaf birlikleri için Çanakkale mezar olmuştu adeta. Yokluk ve sefalet içerisindeki Osmanlı askeri ise bayrak yere düşmesin, ezan sesleri kesilmesin diye var gücüyle savaşmıştır. Kimi 215 okkalık mermiyi kaldırırken, kimi ise “Vatan uğrunda çalışmayacak bir kalbi boşu boşuna göğüs kafesimde taşıyamam. Bırak duracağı varsa mayın döşerken dursun” diyerekten görevini yerine getirmiş ve bu uğurda canını feda etmiştir. Anaların vatan için kurban ettikleri, saçlarına kınalar yaktıkları Hasanlar şehadet şerbetini içerken, Çanakkale’den çıkan Mustafa Kemaller bağrında şehidinin uyuduğu toprağı düşman askerine bırakmamıştır.
Vatanın kilidi olan Çanakkale yine bağrında şehidi ile bugün 18 Mart’ta semalarında Türk bayrağı dalgalandırıyor.
Hazırlayan: Derya Şahin