Toyota Teknik Gezisi
29 Kasım 2019
Dünya Engelliler Günü
4 Aralık 2019

Empresyonizm

Daha çok resim alanında etkili olsa da edebiyat ve müziği de etkisi altında bırakmış Empresyonizm, 19.yüzyılda Fransa’ da ortaya çıkmış ve 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar da etkisini sürdürmüş bir sanat akımıdır. İzlenimcilikte amaç, herhangi bir görüntüyü alıp olduğu gibi resme aktarmak değildi; o görüntünün kişinin kendisinde bırakmış olduğu izlenimi yansıtmaktı. Empresyonizm’ den önce Klasisizm, Rönesans, Neoklasizm, Realizm gibi akımlarda odak noktası insanken, diğer noktalar ise bu odağı süsleyen parçalar olarak eklenmiş; bütün bunlar ise tabloda sanatçı tarafından müthiş bir detaycılıkla işlenmişti. Empresyonizm’ e gelindiğinde ise sanatçı daha özgürleşmiş; genel kurallar ve yargılara göre değil de görüntünün onda uyandırdığı duyguyla ve ışığı ön planda tutarak çalışmalar yapmıştır. Aslında bu özgürlük onları eleştiri oklarının hedefi de yapmıştır bir nevi.
O dönemde bu akımın önemli temsilcilerinin de aralarında bulunduğu bir grup ressam, ünlü bir fotoğrafçıya ait olan eski bir atölyeyi resim sergisine dönüştürmüştü. Sergide hazırladıkları 200′ e yakın eseri sergileyen grup, özellikle sanat çevresinde alay ve eleştiri konusu oldu. O eleştirilerden biri de sanat eleştirmeni Louis Lorey tarafından yapılmıştı. Lorey sergideki eserlerden biri olan “İzlenim: Gün Doğumu” isimli tablonun ismini kullanarak alaycı bir şekilde grubu eleştirdi. Fakat bu eleştiri alay olmanın dışına çıktı. Claude Monet’ in “İzlenim: Gün doğumu” isimli çalışması bu akıma ismini de verdi. Ve böylece İzlenimciler ortaya çıkmış oldu.
Bundan önce kapalı alanda veya atölyelerinde çalışmayı tercih eden sanatçılar, Empresyonizm ile birlikte açık alanda çalışmaya başlamış; bazen aynı yerde fakat günün farklı saatlerinde çizimler yapmışlardır. Buradaki amaç ise ışığın günün farklı saatlerinde etraftaki nesneler üzerinde ne tür değişimler yarattığını göstermekti. Çünkü Empresyonistler için önemli olan ışıktı. Bunun yanında genellikle resimlerinde günlük yaşamdan kesitlere yer veren bu sanatçılar, doğanın güzelliklerini renklerin yardımıyla en canlı ve etkileyici şekilde sunmaya da gayret etmişlerdir. Eğer herhangi bir Empresyonizm akımı eserine bakacak olursanız, şunu fark edeceksiniz. Ulaşmak istedikleri şey kusursuzluk değil. Özellikle Claude Monet’ in “İzlenim: Gün doğumu” tablosuna bakarsanız, bir maviliğin içinde siyah bir karalama. Ama baktığında kişiye deniz içinde bir kayık izlenimi uyandırıyor mu? Büyük bir çoğunuz buna “Evet, uyandırıyor” diye cevap vereceksiniz. Buradan da şunu anlıyoruz ki Empresyonizm’ de verilmek istenen şey, sanatçı kusursuza ulaşmasa bile kendince oluşturduğu bir şekil ile istenene ulaşabilir. Ayrıca güzel olan birebir aynısı olan değildir de belki sende bıraktığıdır. Bu düşüncenin önemli temsilcilerine baktığımızda ise başta Claude Monet olmak üzere Camilie Pissaro, Edgar Degas, Edouord Monet, Alfred Sisley ve Pierre Auguste Renoir gibi isimler dikkat çekmektedir.

Hazırlayan: Derya Şahin

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.